Haber

Üsküdar Üniversitesi’nden çocuk gelişiminde yaşlıların öneminin değerlendirilmesi

Dede, büyükanne ve torun ilgisinin çocuk gelişimindeki önemine dikkat çeken Psikiyatrist Prof. hayata sağlıklı bir şekilde devam ediyorum.” sözlerini kullandı.

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, çocuk için ailede anne babanın, büyükanne ve büyükbabanın rollerinin farklı olduğuna dikkat çekti.

Bu durumun büyük bir talih yaratabileceğini kaydeden Tarhan, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Ayrıca özellikle büyükanne, büyükbaba ve büyükanneleriyle yakın bağları olan çocukların ruh sağlıklarına çok daha olumlu etkileri olduğunu bilimsel olarak biliyor ve gözlemliyoruz. Akıllı ebeveynler, çocuklarını büyükanne, büyükanne ve büyükbabalarıyla iyi ilişkiler kurmaya teşvik ediyor. Bu çıkarların riskleri Faydaları da vardır ama faydaları da vardır.Aynı zamanda sırdaş olmak, aile tarihçisi olmak gibi öğüt verici ve yol gösterici özellikleri tüm bu özellikler çocuğa hayatı sevdirir. .”

Tarhan, sağlıklı, ortak sevgi ve karşılıklı saygının olduğu torun ilişkisinde dürüstlük ve samimiyetin olduğunu belirtti. Samimiyetten dolayı çok etkili olduğunu kaydeden Tarhan, “Çünkü orada ilgi beklentisi yok. Bizim kültürümüzde torunlar, yakın aile ilişkilerindeki sorunların çözümlenmesinde en büyük rolü büyük dedelerden, büyükannelerden, büyükannelerden öğreniyorlar. savaş değil barış. Hayatı öğreniyorlar. Bağırıyorlar, çağırıyorlar, gerginlik var. Büyükanne eve geliyor, ona bir şey söylüyor, bir şeyler söylüyor. Televizyon kumandasını kontrol edemeyen büyükanne o büyük krizi çözüyor Bu çocuklar için dayanılmaz bir örnek. Öngörülemeyen bu durumda evdeki aksilikler de çocuğu olumsuz etkiliyor. Evlenmekten korkan çocuklar ortaya çıkıyor.” açıklamalarda bulundu.

“Büyükler olmayınca gençler hata yapıyor”

Tarhan, dünyada boşanma oranlarının artmasının nedenlerinden birinin de aile büyüklerinin sosyal desteğinin zayıflaması olduğunu kaydetti. Aile büyüklerinin ailenin reisi, bilgesi ve öğretmeni konumunda olduğunu belirten Tarhan, aile büyüğü olmadığında gençlerin hata yaptığını vurguladı.

Evliliğin ilk dönemlerinde gerginliklerin ortaya çıktığını belirten Tarhan, “Geçmişteki aileler bile öyle. Anneanne, dede, dede ve dedeler ‘kızım için şunu yap, oğlum için bunu yap’ diyerek yol gösterir, yol gösterirlerdi. ‘ diye bir sorun vardı. Artık toplumumuzda yeniden bir saygı oluştu. “İlgi var ama ilişkiler zayıfladı. Durum böyle olunca gençler birbirini yemeye başlar ve evlilik boşa gider. Türkiye’de boşanma oranlarının artmasının nedenlerinden biri de aile bağlarının zayıflamasıdır.” ifadelerini kullandı.

“Annem ve babam sürekli meşgul ama aile büyükleri vakit ayırabilir”

Emekli büyük, dede ve dedelerin kendilerini yalnız hissettiklerini ve en büyük ihtiyaçlarının yalnızlıklarını gidermek olduğunu ifade eden Tarhan, kendilerini yalnız hissettiklerini, torunların ise en büyük ihtiyacının soru sormak olduğunu söyledi. Anne ve babasının sürekli meşgul olduğunu kaydeden Tarhan, şöyle konuştu:

“Soru sorarsa vakit ayıramaz ama aile büyükleri vakit ayırabilir ve ikisi birbirini tamamlar. Bu tamamlamaya sıcak bir ilgi olursa çocuk aile tarihçisi olur. Ayrıca öğrenir. ailenin tarihi. Dede askerlik anısını oğluna anlatsa canı sıkılır ama torun on defa anlatsa da dinler. “Geçmişteki olaylar, hikâyeler, anlatılar, Çocuğun gelişen ruhuna ekilen tohumlar. Çocuğun kişiliğinin şekillenmesinde olumlu etkileri vardır. Gelişen ruhunun bir trafik işareti gibi uygun yöne gitmesini sağlayabilir. Yanlış bilgi verilmesi onun yanlış yöne gitmesine neden olabilir.”

Tarhan, yakın aile bağlarının ve yaşamlarının bozulmaması için annelerin kayınvalideleriyle savaşa girmemeleri gerektiği uyarısında bulundu. İkili çıkarlarda bu tür savaşlar olursa kazananın olmayacağını kaydeden Tarhan, yakın çıkarlarda sorunların rehberlikle çözüldüğünü söyledi.

Ebeveynlerin fazla kuralcı olmak yerine esnek davranabileceğini vurgulayan Tarhan, annelerin kendi evlerinde kendi kurallarını uyguladıklarını ancak çocuklar büyükanne veya dedelerinin evine gittiklerinde burasının serbest bir bölge olduğunu ve onlara müdahale edilmediğini söyledi. Tarhan, “Anne orayı idare etmeye kalkarsa, ‘Lütfen çocuğuma bu kadar davranmayın, çocuğun mizacı bozuluyor’ dersen ailenin büyükleri bir süre sonra geri çekilecektir. Çocuk ayrıca nezaketten de yoksun. bırakın o yapsın.” açıklamalarda bulundu.

“Anne ve babanın sorumluluğu daha fazla”

Çocukların ebeveynleri dışında aile büyüklerinin de olmasını büyük bir talih olarak gören Tarhan, bu servetin yokluğunda çocukların bu yoksunluğu diğer birçok yakın arkadaşıyla telafi edebildiğini kaydetti. Tarhan konuşmasını şöyle tamamladı:

“Çocuk, büyükanne ve büyükbabanın yerini alacak bireyler bulabilir. Burada anne ve babaya daha fazla sorumluluk düşüyor. Çocuk şunu düşünsün: ‘Annem hayatta olsaydı çocuğuna nasıl bakardı? Ben bunu sağlamak için ne yapabilirim? buna hazır mısın?’ Çocuğun hasretini anlatırsak çocuk annesinin anlatımlarından öğrenebilir, telafi edebiliriz. Kur’an’da ve diğer kutsal metinlerde yakın akrabalık yüceltilir. Sıla-i Rahim kültürü bir kavramdır. şefkat. “Yaşananları çok rahat anlatabiliriz. Önemli olan çocuğun bu kültür içerisinde büyümesidir. Büyükanne ve büyükanne fiziksel olarak mevcut olmayabilir. Ancak çeşitli anılarla çocuk bunu bir formda örneklendirebilir, eksiklerini hikâye anlatarak tamamlayabilir.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu